Üçer: Tarihi Anlamak Şimdiyi Anlamaktır, Şimdiyi Anlamak Tarihi Anlamaktır

Balkan Gençlik Okulu Medeniyetler ve Balkanlar projesi online seminerlerinde “Düşünceyi Düşünmek: Tarih ve Şimdi Arasında Bir Soruşturma” başlığıyla İstanbul Medeniyet Üniversitesi öğretim üyesi Dr. İbrahim Halil Üçer hoca konuk oldu.

Seminer boyunca geçmiş ve şimdinin arasındaki ilişkiyi merkeze alan İbrahim Halil Üçer hocamız, konuşmasına düşünce tarihini üç büyük evreye Antik (MÖ 6yy -MS 6yy) İslam (MS 7yy- 17yy) ve Batı (17 yy -günümüze dek) dönemlerine ayırarak başladı. Bu üç büyük düşünce geleneği, dil, şehir, bilim üretip kurucu roller üstlenmişlerdir. Üçer, 17.yy’dan itibaren Batılı felsefe bilim geleneğinin Batı dışı toplumları hakimiyeti altına alması ve özgünlükleri yok etmesinin de etkisiyle İslam felsefe bilim geleneğinin çok ciddi bir kriz ile karşıya karşıya kaldığını belirtti. Bu üç asırlık süreçte yeni duruma karşı iki temel soru sorulduğunu ifade etti: 1. Batı nasıl ilerledi? 2. Biz niye geriledik? İlk soruya verilen cevaplar modernleşmeyi ortaya çıkarırken ikinci soruya verilen cevaplar Batıcılık (İslam bilime-ilerlemeye-düşünceye manidir toptan terk ve nefret ilişkisi) katı muhafazakarlığı (her şeyiyle kabul, taviz vermemek- hayranlık, eleştirel düşünmeden uzak) üretmiştir. Hocaya göre bu iki cevap da İslam düşünce geleneği ile sorunludur ve bu iki tutumun dışında bir yol bulunamadığı sürece İslam düşünce etkinliği krizlerden kurtulamaz.

Bu çerçevede hocamız, geçmiş ve şimdi ilişkisinin doğru zemine oturtulamamasının İslam düşünce geleneğini kurucu rolden uzaklaştırdığını ifade etti. Ona göre tarihi anlamak şimdiyi anlamaktır, şimdiyi anlamak tarihi anlamaktır. Tarih bugüne gelendir, şimdinin unsuru ve parçasıdır. Tarih şimdinin içerisinde hafıza ve yetenekler ile yer alır. Geçmiş terkedilemez, göz ardı edilemez ancak onunla hesaplaşılabilir ve yüzleşilebilir. Tarih şimdinin parçası olarak varsa onu göz ardı etmek şimdiyi göz ardı etmek anlamına gelir. İbrahim Halil hoca tarihi ve şimdiyi anlamak için tarihsel yapıları, katmanları anlamak, kavramak ve muhasebe etmek gerektiğini ifade etti. Kendisine göre bunlar yapılmazsa geçmiş ve şimdi nefret ve hayranlık ile yorumlanır ve düşünce etkinliğimizi biçimlendirir. Konuşmasının sonunda hoca düşünce geleneğimizin yeninden kurucu role ulaşması için varlık, bilgi, adalet, erdem, ahlak, siyaset gibi temel meselelere yoğun merak ve eleştirel idrak gerektiğinin altını çizdi.

Seminer soru cevap kısmı ile son buldu. Dr. İbrahim Halil Üçer hocaya ve teşekkür eder çalışmalarında başarılar dileriz. Ayrıca semineri simültane Arnavutça’ya çeviren Berat Alili’ye de teşekkürlerimizi sunarız.